Pages

Monday, August 29, 2016

Halep’teki çocuğun görüntüleri ana akım medyanın oportünist propagandasıdır


Turkish Translation 

Brandon Turbeville

August 27, 2016

Elbette, videonun baştan sonra propagandacılar tarafından üretilmiş olması gayet mümkündür, ancak Suriye’de yaralanan ve ölen çocuk sayısı da pek az değildir. Dolayısıyla, bu görüntünün tamamen gerçek olup propagandacıların buna el koymuş olması ihtimali de gerçek ve inandırıcıdır...

Küçük Ümran ne yazık ki, Batılı izleyicilerin kendisi için günlerce sızlayıp gözyaşı döktüğü ve Batı'nın Suriye'ye müdahalesini arttırmasına izin vermeye daha da istekli hale geldiği Aylan bebeğin yeniden sunulmasıdır.

2016 yılının Ağustos ayındayız ve Batılı ana akım medya, Beşar Esad'ın seküler hükümetine karşı bir tür NATO askeri eylemine yönelik desteği canlandırmak amacıyla, normalde merhametsiz kitlelerden oluşan bir nüfusun önünde bir başka yaralı çocuğu sergiliyor.

Görünürde bir bombalama olayında yaralanmış, ambulansın arkasında turuncu bir koltukta oturan, yüzünden kan akan ve betonların çökmesi sonucu enkaza bulanmış olan küçük bir çocuğun fotoğrafının aynı zamanda bir video biçimi de var. Yaklaşık iki dakika süren video, çocuğun tam teşekküllü bir ambulansta taşınmasını gösteriyor (ekipmanların üzerinde İngilizce yazılar yer alıyor). Çocuğun hikayesine, Doğu Halep'teki, Suriye hükümetinin suçları ve bölgedeki durum hakkında iddialarda bulunan “aktivist”lerin anlattığı “yürek burkan” hikayeler de eşlik ediyor.

Batı medyasında sunulan haliyle hikaye şöyle devam ediyor:

Video, çocuğun, Suriye'nin daimi bombardıman sonucu yıkılan şehri Halep'te enkazdan çıkarıldıktan sonraki halini gösteriyor.


Bir adam isyancıların kontrolündeki Katerci mahallesine Rusya'nın veya Suriye rejiminin düzenlediğinden şüphelenilen bir hava saldırısı sonrasında onu enkazdan çıkarıp uzaklaştırmış.

Onu turuncu bir koltuğa oturtmuş, çocuk ise adam uzaklaştıktan sonra gözüne ve yüzüne hafifçe dokunmuş.

Şaşkın görünen çocuk daha sonra koltuğun üzerindeki kan ve tozları silmiş.

Suriye'nin kuzeyindeki şehirde Çarşamba gecesi ezan sırasında düzenlendiği aktarılan hava saldırısı sonrasında çocuk, bir zamanlar evi olan enkazdan kurtarılmış.

Görüntüyü çeken foto muhabiri Mahmud Raslan Associated Press ajansına, yardım çalışanlarının ve gazetecilerin 5 yaşındaki Ümran Dakniş olarak tanımlanan çocuğa anne-babası ve 1, 6 ve 11 yaşlarında olan kardeşleriyle birlikte yardım etmeye çalıştığını anlattı.

“Bir balkondan diğerine geçiyorduk” diyen Raslan şunları ekledi: “Daha küçük olan çocuğu hemen ambulansa gönderdik, fakat 11 yaşındaki kız annesinin kurtarılmasını bekledi. Annesinin topuğu enkazın altına sıkışmıştı.”

Ümran, başındaki yara nedeniyle bir hastaneye götürüldü.

. . . . .

Telegraph gazetesinin resimle ilgili başlığında “Bu yaralı Suriyeli çocuk resmi, Halep'teki korkunçlukların yalnızca bir parçasını göz önüne seriyor” ifadesi okunuyor.

International Business Times ise şunu yazdı: “Halep'te molozların altından çıkarılan küçük çocuğun yürek burkan videosu, Suriyeli çocukların çektiği acıları gösteriyor.”

. . . . .

Zihinlere yerleşen görüntü, eski İngiliz Dışişleri Bakanı, şimdiki Uluslararası Kurtarma Komitesi'nin başkanı David Miliband tarafından da paylaşıldı.

Suriye'deki çatışma yıllara yayılırken, en az 400 bin kişi hayatını kaybetti ve milyonlarca kişi yer değiştirdi.

Çocuğun bir sahne aksesuarı olarak kullanıldığı gayet açıktır. Küçük Ümran, sağlık “görevlilerine” teslim edildikten sonra kamera karşısında bir turuncu koltuğa oturtuluyor ve yalnız bırakılıyor. Tedavi edilmiyor, ambulansa başkası bindirilmiyor, hatta arabada ondan başka biri bile yok. Bilakis, arabanın dışındaki “aktivistlerle” ve onu videoya çeken bu “aktivistlerin” bir fotoğraf operasyonundan başka bir şey olmak için fazla uzun sürmüş gibi görünen işlemiyle başbaşa bırakılıyor.

Her ne kadar bazı daha dikkatli ve ölçülü alternatif medya kuruluşları görüntülerin güvenilirliğini sorgulayıp bütün bu işin propaganda amacıyla “aktivistler” (yani teröristler ve Beyaz Miğferler gibi terörist destekçileri) tarafından sahnelendiğini ieri sürse de, Batılı medya kuruluşlarının ileri sürdüğü anlatıyı yıkmak için bu kadar ileriye gitmeye gerek yok. Elbette, videonun baştan sonra propagandacılar tarafından üretilmiş olması gayet mümkündür, ancak Suriye'de yaralanan ve ölen çocuk sayısı da pek az değildir. Dolayısıyla, bu görüntünün tamamen gerçek olup propagandacıların buna el koymuş olması ihtimali de gerçek ve inandırıcıdır. Hatta çocuğun Suriye veya Rus uçaklarının bıraktığı hatalı bombalar sonucunda yaralanmış olması da mümkündür. Ancak genel olarak, çocuklar Amerikan bombaları tarafından veya ABD hükümetinden ödeme çeki alan sakallılar tarafından öldürüldüğü veya yaralandığı zaman bu çocuklar basit bir şekilde “yan hasar” veya “savaşın talihsiz gerçekleri” olarak yaftalanır. Bombalama kasıtlı olarak sivil bölgeleri hedef aldığı zaman bile sonuçlar mazur gösterilir. Bir Suriye veya Rus uçağı – bu tür olaylardan kaçınmak için gerekli her türlü uygun önlemi almasına rağmen – istemeden çocukları yaraladığı zaman ise Batı basını sonuçlardan “insanlığa karşı suç”, “sivillerin kasten hedef alınması” ve Esad'ın “kendi halkını katletmesi” olarak tanımlar.

Aynı zamanda belirtmek gerekir ki, yukarıda saydıklarımızın hepsi çocuğun yaralarının nedeni olabilirse de, yaraların onu taşıyan adamlardan kaynaklı olması da bir o kadar muhtemeldir. Sonuç olarak Amerika'nın isyancıları uzun süredir çocukları en kaba şekillerde öldürmüştür, hatta bunageçtiğimiz haftalarda kameraların önünde bir çocuğun kafasının kesilmesi de dahildir.

Ancak çocuğun yaralarının niteliğinden bağımsız olarak, fotoğraf ve videonun bir propaganda marifeti olduğu açıktır. En iyi ihtimalle Batı'daki propagandacılar ve onların Suriye'nin “isyancı kontrolündeki” bölgelerindeki piyade askerleri (örneğin Beyaz Miğferler gibi teröristlere destek operasyonu grupları) tarafından el konulmuştur. Küçük Ümran'ın, kitle medyası kuruluşları tarafından kendilerine bunlardan birine sahip olmaları söyleninceye kadar bunlardan yoksun olan bir kitlede sempati ve ahlaki öfke yaratmak amacıyla kullanılan yeni bir savaş pornosu propagandası öğesi haline getirildiğini görmek için “fotoğrafçı”ya ve ana akım medya kuruluşlarının çabalarına bakmak yeterlidir.

Mahmud Raslan, “aktivist,” “gazeteci” terörist

Raslan kendini bir “Suriyeli medya aktivisti” olarak tanımlamaktadır ki, bu, kendi başına, Suriye krizini incelemiş olan herkes için bir tehlike işaretidir. Batı medyası dünyasında biri kendisini Suriyeli “aktivist” olarak tanımlıyorsa bu kelime “terörist” olarak tercüme edilmelidir. “Terörist”lerin “aktivist”ler diye adlandırılması Suriye'de Batı medyasının birinci günden beri izlediği bir operasyon tarzıydı, zira teröristler genel kamuoyunun zihninde yeterince güvenilir görülmez ama “aktivistlerden “ alıntı yapılabilir. Bir başka deyişle “aktivist” yalnızca, propaganda aygıtları halihazırda pazarladıkları şeye dair “sahadan” teyide ihtiyaç duyduğu zaman teröristlerin taşıdığı bir takma addan ibarettir.

“Suriyeli medya aktivisti” Raslan, bunun için biçilmiş kaftan. Gerçek bir gazeteci veya özverili bir “aktivist” olarak övülse de, Raslan'ın terör destekçisi geçmişi sosyal medya üzerinden kolayca açığa çıkarılabilir. Raslan defaatle, teröristleri ve intihar bombacılarını yücelten açıklamalar yapmıştır.Raslan'ın Facebook sayfasında (çeviriyi yapan The Canary) bir paylaşımda şu ibareler görülüyor:

“Muharebelerin ve kırımın toprağından, şehitlerin Halep'inden size intihar savaşçılarıyla birlikte, Allah'ın izniyle yaklaşan müjdeli haberler getiriyoruz.”

Bir başka paylaşımda şunlar okunuyor:

“Halep'teki büyük muharebe için binlerce intihar savaşçısı ve onlarca bubi tuzağı hazırlanıyor. Bu, adamların akıncıların sayısına katılamadıkları için ağladığını gördüğüm ilk muharebe.”

Raslan'ın Twitter sayfası, ele geçirilmiş Suriye tanklarının yanında durduğu, Fransız mandası bayrağı (beyaz, siyah, yeşil) dalgalandıran teröristlerle birlikte yürüdüğü, teröristlerle selfie çektiği ve teröristlerin zaferlerini kutladığı, kendisine ait resimler ve görüntülerle dolu. Twitter sayfasının kapak resmi ise “Rusya'yı durdurun” diyen bir fotoğraf. Neden biri, eğer kendisi de terörist değilse, Rusya'nın teröristleri bombalamayı durdurmasını istesin? Bu, daha fazla Amerikalının kendisine sorması gereken bir sorudur.

Raslan'ın sosyal medya sayfalarındaki videolar ayrıca başka teröristlerle birlikte yapılan kutlamaların olduğu, intihar bombacılarını kameralar önünde övüldüğü videolar da var. Miri Wood'un “Çocuklu savaş pornosu için Oscar adaylarına yenileri ekleniyor” başlıklı makalesinde söylediği gibi:

Bir Twitter hesabı olan bir kadın bu çirkin ilişkileri hemen açığa çıkarabilirken, ana akım medyanın paralı gazetecileri bu adam için tezahürat yapıyor. Bu, Batı medyasının Suriye Arap Cumhuriyeti'ne karşı taşıdığı suçlı niyetlerin bir diğer göstergesi.

Wood ve Afraa Dagher şöyle yazarak devam ediyor:

Evet, Gri Çocuk Aylan'ın en iyi rakibi olmayabilir, ancak kaç boğulmuş bebek cesedine daha, azami duygusal etki için tekrar tekrar gösterilmek yoluyla saygısızlık edilmesini beklemeliyiz? Bunun yanısıra, Aylan'ın saygısızca sergilenen cesedi dış Suriyeli mülteci mitini yaymak için gerekliydi — bu, ülkeyi stratejik olarak nüfustan arındırma planının parçasıydı (ve bu yüzden ana akım medya Aylan'ın babasının insan kaçakçılığı botunun ‘kaptanı' olduğundan bahsetmedi) — Gri Çocuk ise, Suriye Arap Cumhuriyeti'nde terörizmi finanse eden ve 2011 yılında Libya'yı yok eden NATO güçlerinin Suriye'ye karşı daha fazla bombalama kampanyası yürütmesi için kullanılıyor.

MintPress News'den Mnar A. Muhawesh'in belirttiği gibi:

Şirket medyası veya ana akım medya, Suriyeli çocuklar bir yana, Suriye halkını ne zamandan beri önemsiyor? Yanıt: Hiçbir zaman önemsemedi. CNN sunucularının Halep'te enkazdan çıkarılmış çocuk için timsah gözyaşları dökmesinin tek bir amacı var: daha fazla ABD müdahalesini meşrulaştırmak için duygularımızla oynamak. MEDYA ve oradaki uzmanlar şimdi ABD'nin bu insanlara yardım etmesi çağrısı yapıyor, sanki bizim eylemlerimiz yeterince hasar yaratmamış gibi. Yardım derken de, bombalamayı kastediyorlar. Fakat ben, el yordamıyla, bu yürek burkan Suriyeli çocuk videosunun orijinal kaynağını arıyorum. Bu video beni ağlattı ve herkesin bununla ilgili paylaşımlar yaptığını görüyorum. CNN orijinal kaynağın Halep Medya Merkezi'nden geldiğini söyledi. Web sitesi Arapça fakat okuyorum ve bunun, sivillerin kafasını kesen El Kaide üyesi isyancılardan “devrimciler” diye bahseden, isyancı yanlısı bir site olduğunu görüyorum. Pek çok insanın orijinal kaynağa baktığından şüpheliyim, fakat ben baktım ve bulması zor değildi. Medyanın söylemediği şey, Halep'in pek çok kısmının şu anda Nureddin el-Zengi ve El Nusra Cephesi dahil El Kaideci isyancılar tarafından işgal edilmiş olduğu – buna bu çocuğun olduğu bölge de dahil.

. . . . .

Şunu düşünün: CNN ile, ABD ve İngiltere gibi NATO ülkelerinin finanse ettiği öteki medya kuruluşları ve STK'lar, El Kaide'nin elindeki bölgelere gazeteciler, yardım çalışanları ve doktorlar gönderdi; Beyaz Miğferler örneğinde bunu görüyoruz. Bunlar, medyanın anlatıyı kontrol etmek amacıyla röportajlar ve bilgi kaynağı için kullandığı kaynaklar. Fakat Esad hükümeti El Kaide'nin elindeki bölgeleri bombalıyor. Üç yıl önce medya bu bölgelerden “El Kaide'nin elindeki yerler” diye bahsediyordu. Şimdi aynı teröristlerden “muhalefet” diye bahsediyorlar. Bu gruplar işgal ettikleri bölgeleri aç bırakıyor ve siviller için gönderilen bütün yardımlara açgözlülükle saldırıyor. Bu, bahsi geçen kurumlara, bunların El Kaide'nin elindeki bölgeler olduğu veya El Kaide üyesi isyancıların nüfusu aç bıraktığı bağlamı olmaksızın Batı'ya Esad hükümetinin ve Suriye ordusunun “muhalefetin” elindeki bölgelere hava saldırıları düzenlediğini göstermek için bir fırsat sunuyor. ABD El Kaide'den ve IŞİD'den kurtulmak istemiyor mu? Böyle olduğunu düşünürsünüz ama, onlar dünyaya karşı bu grupları savunuyor ve onları meşrulaştırıyor. Bu “kaynaklar” yalın bir şekilde anlatıyı kontrol ediyor.

Nitekim, CNN haber sunucusu Kate Bolduan'ın ağlarken, derin derin nefesler alırken ve kızgın bir şekilde birilerinin terörist güçlere düzenlenen bu hava saldırılarını durdurmak için “bir şeyler yapması” gerektiğini ima ederken sergilediği ödüllük performans, haberden önce de sonra da Suriye'yi haritada bulamayacak olan pek çok kişinin dikkatini çekmeyi başardı. Fakat geride kalan beş yıl boyunca Bolduan'ın başka bir Suriyeli çocuk için ağladığını görmedik. Amerika'nın “ılımlı” isyancılarının kafasını kestiği genç çocuk için ağladı mı? “İsyancıların” elinde can veren başka herhangi bir çocuk için ağladı mı? Suriye'de ölen çocuk sayısı az olmadığı gibi, onun patronunun ilk günden beri Amerikan halkına pazarladığı “aktivistler” ve “isyancılar” tarafından en korkunç ve sadist yollardan öldürülmüş olanların sayısı da hiç az değildir. O halde bu çocuk için dökülen gözyaşları neden?

Bolduan'un titizlikle senaryosu yazılmış performansı ve mükemmel iş bitirişi ona bir gün gerçek bir oyunculuk işi kazandırmalıdır. Fakat gazeteciliği bir başkasına bırakmasını rica edebiliriz.

Küçük Ümran ne yazık ki, Batılı izleyicilerin kendisi için günlerce sızlayıp gözyaşı döktüğü ve Batı'nın Suriye'ye müdahalesini arttırmasına izin vermeye daha da istekli hale geldiği Aylan bebeğin yeniden sunulmasıdır. Bu müdahale ise Suriyeli olmayan göçmen yığınlarının onların ülkesine gelmesine olanak verecek, sadece bir yıl sonra ise bu kişilerin isim benzerlikleri kafa karıştırmaya yetecektir. Öte yandan herhangi bir Amerikalının, Lazkiye'de Obama'nın isyancılarının öldürdüğü küçük kızın, “ılımlı” ve demokrasi sevdalısı fanatikler tarafından bombalı araçla öldürülen, Aylan bebekle hemen hemen aynı zamanlarda ölmüş olan çocuğun ismini söylemesi imkansızdır. Neden? Çünkü tek bir ana akım medya kuruluşu bile onun ölümünü aktarmadı.

Gerçekten de bazı çocuklar ötekilerden daha eşittir ve Amerika'nın teröristlerinin öldürdüğü çocuklar, ana akım medyada bahis konusu olmayı bile hak etmez. CNN'in ağlayan sunucuları veya Amerika'nın gelip geçici ve ikiyüzlü ahlaki öfkesi karşısında ikna olmayıp harekete geçmemişsem beni mazur görün.

Çev: Selim Sezer

www.medyasafak.net

No comments:

Post a Comment

Note: Only a member of this blog may post a comment.